Sunday, October 30, 2011

The Disjonctive Synthesis of Two Nihilisms

A disjonctive synthesis in politics corresponds to all half-deaf narcissism subliming itself in relation to "evil others" on the basis of action-reaction principle. The source of evil is never clear ( Culture, snobism, a third dividing factor, desire to posess more, latent superiority/inferiority complexes) Something began somewhere and contaminated the apple, divided it into two and a self cyclical antagonism has therefore started within the same apple. Since then antagonisms such as state and terror, colonialism and nationalism or Turkish Cypriot state and Greek Cypriot state have been paradoxically and simultanously fed by and hated by each others.

Tuesday, October 25, 2011

Antalya's Hospitality

Bir uçakla karşı kıyıdayım
Antalya da kardiyovasküler şirolojilere doğru

Bu turizm cennetinde neler var
Ürolojiden beslenen fekonditelerin in vitro analizleri

Müzik Festivalleri
Miyokart enfarktüs kapakçıkları

Yaşlı Almanlar hala Konyaaltı'nda, Lara'da
Gastro intestinal vertebrada koyuluklar

Zakkumlar çiçeksiz de olsalar hala varlar
Demans psikyatri kliniğinde tedavi edilir

Beydağları arkada bütün görkemleriyle
Ortopedik postural durumlara hiç girmeyelim

Limonlar yeşilden sarıya
Betler ve benzler sarıdan anemik renklere.

Uçak piste çıkıyor
Posture dik masalar kapalı

Cabin crew ve ben Ortodokslar gibi
Cross Check ve lift up

Birkaç dakikaya inmiş olacağız
Tansiyon, alt ve üst hala yakın
Birleştiklerinde sabah olacak.

Sabah Antalya güçlü ve de Şifa dağıtıyor
Pıhtılaşma Güneyden gelen ılıman rüzgarlarla dağılma kararında.

Thursday, October 20, 2011

Cycle Deleuzien Suite

Les petits cycles sont faits pour briser les grands cycles survivants, têtus et rigides.
Une fois brisé, le petit cycle s'éloigne du grand.
Le grand déchiré s'ex-plose.
Devient nucléaire avant de redevenir un cycle miniscule.
Puis regrandit avec un nouveau souffle
Et recommence à accompagner l'autre petit briseur.
(Celui qui avait brisé son état grand
avant de devenir déchirure)

Finalement ils decident de grandir ensemble
Sans se briser sans se dechirer.
Simplement tourner et retourner
De redevenir grand
Côte à côte.
En tant que deux
Sans fusion
Sans abonnement

Jusqu'à ce qu'arrive un autre petit cycle
Pour faire exploser L'un des deux et souvent le plus gonflé.

Wednesday, October 19, 2011

Business and Laziness - comment of the weak

All the lazy people of the world.
Hear my voice.
You should unite
To accumulate and evaluate all your lazy potentials
To build up a lazy business
In which lazy people would work
Lazy bosses would order
And you would lazily obey and master your lazy workload.

Then in the weekends
You will have time to relax actively.

Tuesday, October 11, 2011

Comment of the day

The depth and the surface are the closests points to each other. That is why the earthquakes usually happen in depth but affect the surface and love affairs occur on the surface but deeply influence us. What a silly comment of mine.

Monday, October 10, 2011

Waters and Spounges Revisited in Cyprus Time

Zamanın bir demlenme yeteneği var.

Sünger avcılığına ilgi de galiba buradan alevlendi.

Bazı şeyleri zamana bırak.

Süngerin emme yeteneği bizi hayretlere düşürüyor.

Sular belki de bu yüzden azaldı

Süngerleri sıksan bir anda fışkıracaklar

Suyun içinde suyu emen süngerler

Emdikleri sular

Hem suya hem kendilerine ait süngerlerin


Suyu sayamayız

Epeydir biliyoruz

Bir su, iki su, üçüncü su.


Dibe en yakın su

Dipten en uzak su.


Gel su git su

Bu işler değişti


Süngerin emdiği suları

Bardağın şeklini alan suları

Akvaryumun taşlarının ıslaklığını

Numaralara döker hale geldik


Dipte ıslanan taşları

Yüzeyde ıslanan sulardan okur hale geldik


Suyu sudan ayırmayı

Suyu suya eklemeyi


Derken

Bir anda


İşleri sulandırmadan katı olmayı...


Suyun bilgisini okumak

Onu katılaştırmadan olmuyor nedense.


Sünger ilk defa komşu suları içine çektiğinde

Nefes almıştı

Nefesini verirken yine komşu sulara

Ağızlarında süngerimsi bir tat bırakmıştı


İşte bu yüzden sular bayağı bilgi edinmişlerdi


O gün bu gün

Süngerlerin çevresine

Genelde bundan habersiz sular yaklaşır


Zavallı süngerlerin ağızları ise

Sadece deniz aşırı bilgili sulara

Sulanırlar.


Kendilerinin bilgisiyle donanmış suları

İçlerine aldıklarında ise

Sular Süngerler gibi

Sar-hoş olurlar

Thursday, October 06, 2011

Ada ve Eflatun

Dereboyu, Uzunyol, Evimiz Hollywood'da arkadaşlar.
Ahmet Mehmet'i, Mehmet Ayşe'yi, Ayşe Kostas'ı, Kostas. Eleni'yi, Eleni Bilmem kimi.
Bilmem kim Bilmem herkesi tanıyor, biliyor takip ediyor, hem Face'den, hem yoldan, hem pencereden, hem tavan arasından, hem kanalizasyon çukurundan.
Aradan, sıradan Mandıradan, üç çubuklu prizlerinden.
Parti başkanından, Belediye Başkanından muhtarına herkes birbirini tanıyor.

Ne güzel bir Şehir Devleti
Eflatun burada yaşasaydı keşke
Mandıra altyapısıyla Modern kafelerde , Armani üstyapısıyla, bol bol turunç kokan tozlu Meydan Larousse larda anlatsaydı bu adanın sorunlarını.
Yine adalıya
Kursaydı İdealindeki şehir devletini.
Büyük nüfusların anlayışsızlığından kurtaysaydı.
Sol elle vites değiştiren herkese aslında sağda oturduklarını açıklasaydı.

Herkesin torpilli oldğu bir yerde
Torpillerin bile önem sırasına koyulduklarını.
Kirleten büyük ülkelerle, kirlenen küçük adaların
Aralarındaki döngüsel suç akışkanlığını
Gözterseydi keşke benim dersimde,
Bana ve Öğrencilerime

Saturday, October 01, 2011

State theory

Vizeler, çalışma izinleri, oturma izinleri, damgalar, çıkış harçları, muhaceret...
Girişler, çıkışlar, devletler, güvenlik
Bizler, vatandaşlar, bizler devletiz.
Damgamızla, pulumuzla, girişimizde, çıkışımızda
Bizler devletimizin vize kuyruğuyuz
Başka devletlerin baş ağrısıyız
O yüzden devletiz
O yüzden vatandaşız
Nüfusta, askerde, mezarda, ofiste, her yerde
Köpek gezdirirken
Uçağa binerken
Uluslararası ilişkilerde
Savunmada ve Hücumda
Ev alırken, ev satarken
Sigorta yaptırırken
Akdenizde petrol ararken, oltayla balık tutarken
Kardeşini görmek istediğinde
Her seferinde
Küçük devletçikleriz
Cepte kimlik numarası ve çipli bir pasaport
Bu pasaport senden önce devlete aittir.
Sen her şeyden önce devletine aitsin
Devlet milleti temsilen damarındaki kandır
Nereye taşırsan taşı vücudunu
Seninle dolaşır.
O seni bıraksa başka devletler bırakmaz.
Tut ki o attı seni
Başka devletlerde devletsiz dolaştırmazlar.
İmzan devletin imzasıdır
Borcların devletin kontrolu altındadır
Odedigin para devletin parasıdır
İçtigin kahve
Açtığın hesap.

Sevdiklerin, geride bıraktıkların.
Harcadığın zaman devletin zamanıdır