Thursday, July 29, 2010

Kıbrıs'da Yerleşikler Sorunu

Kıbrıs'daki yerleşikler sorununu bir kültürel sorun olarak görmekte diretiyor Kıbrıslı Türkler.

Onlara göre Hatay'dan, Diyarbakır'dan, Türkiye'nin doğusundaki bilimum şehirden adaya suç ve kültürsüz bir yaşam tarzı taşıyor bu yerleşikler.

Aslına bakarsanız bu sözler aynı İstanbul'da Nişantaşı'nda yaşayan bir beyaz Türk'ün, Dolapdere'den, Fatih'ten, Küçük Çekmece'den mahallesine gelen bir insandan yakınmasına benziyor...

Sorun temelinde sınıfsal.

Paris'de Trocadero'da yaşayan bir Cumhuriyetçi Fransız, Barbes'de yaşayan siyahın mahallesine gelmesine de aynı şekilde burun kıvırır.

Huzurlu ve güvenli yaşam, pahalı arabalar, alarmlı evler, mutlu bir azınlık...

Plajlarda cinselliğe aç Anadolu insanı, ojeli pedikürlü parmakları dikizliyor.

Kıbrıslı Türk rahatsız.

Arabası bozulduğunda elleri kirlenen Anadolu 'dan gelen çocuk yaştaki Türkiye'li

Çöpünü toplayan Doğu kökenli Türkiye'li

Ama yine de plajı varlığıyla kirletmemeli

Kıbrıslı Türk rahatsız olur.

Nişantaşlı rahatsız olur.

Kumar'a gelen Türkiye'li veya kıbrıslı Rum rahatsız olur

Zaten bir avuç kalan Kıbrıslı Türk ülkeden kaçar, azınlık durumuna düşer, Kültürünü kaybeder.


Halbuki Kıbrıslı Türk cam bir fanusda, paralı, zengin, huzurlu, rahatsız edilmeden yaşamalı. Türk ordusu onu korumalı ama ondan bir şey talep etmemeli.

Doğu Kökenli Türk kanalizasyonlarını temizlemeli ama şehirlerinden ve plajlarından uzak durmalı.

Batırılan hava yolu şirketlerinden emperyalist Türkiye şirketleri uzak durmalı, onlar kendilerini kurtarır nasıl olsa.

Nasıl Etiler, Bebek, Yeniköy sakinleri Avcılar'dan işçi getirtiyor ve de akşam bu işçiler geri Avcılar'a dönüyorlarsa.

Hatay'dan gelen işçi de mesai sonrası Hatay'a dönüp sabah gemiyle yeniden Girne'ye gelsin bari. Kıbrıs'lı Türk için yerleşik sorunu belki çözülür...

Wednesday, July 28, 2010

Blog da 5 yıl

Blogumun tam beş yılı doldu,
Tam 401 kere ziyaret edilmiş benim gibi arkasında reklam desteği olmayan birisi için bir gururdur.
Okuyan herkese teşekkürler
Sevgiler
Sinan

Tuesday, July 27, 2010

Motor Analojileri

Yıl 2010 ve hala birileri doğuyor ve birileri ölüyor.
İnsan bir mercedes motorundan hala daha dayanıklı
Mesela 35 yıllık bir mercedesin silindir kapağını ve contalaranı talcidle yamayamazsınız.
Mide asidinin devir daimi Mercedes ile aynı değil

Mercedes'in 5000 bakım kağıdı insanda 500 km de bile yok.
Yağcılar dışında yağ değişimine gerek yok.
Hava değişimi lazım o da arabada yok.

Mercedes in de avantajları var tabii
Su haznesine antifriz olarak katılan alkole ertesi gün B vitamini takviyesi gerekmiyor.
Isınmış bir motorun cinsel ilişkiye ihtiyacı yok
Bir vantilatör soğutmaya yetiyor
Ve de motor boyu dolaşan su
Aynı şap gibi

Duman atan egzosun tuvalet ihtiyacı yok
Tekerler dönüyor ve de eklem romatizması yok

Yağ kalbe yetiyor
Ve de kolestrol yok.

Friday, July 09, 2010

Kemal Akın

Acayip Istanbul'un
Acayip Anadolu'sunun
Acayip Yöneticisi

Fenerbahce Saracoğlu stadı taraftarının apartman versiyonu
Ali Sami Yen
İnönü vahşilerinin betonarmeye sıkışmışı
Şımarık, vahşi ve tehlikeli

Bu yaratıklar 12 Eylül den sonra oluştu.
Apartman nevrozları arttı

Betonarme blok blok yükselen sözüm ona modern İstanbul Binalarının içindeki vahşet
İnanın Şırnak'tan Şemdinli'den büyük

Bu hıyarlar modern görünümlü ve de paralı
Salak ve edilgen apartman sakinleri
Aynı onlar kadar suçlu
Aman evimde skandal olmsaın pasifliğiyle apolitik yetişmiş hepsi

Ve bir şımarık betonarme despotu kafalarına vurmuş balyozu
Kim nereye park etti onun hesabını yapan mutsuz bir nevrotik

İstanbul'un daha çok anadolu yakasını saran bir hastalık bu
Bazı Avrupa sakinlerine de sirayet eden bir hastalık

Görgüsüzlüğün modernlikle iğrenç bir çorba oluşturması
Eve mikrop girmesin diye kapısının önünde kokulu ayakkabılarını dağ gibi dizen
ama ev içinde kokulu ve saatlerce havasız kalmış çorabıyla modernlik taklidi yapan sözüm ona mikropsuz kafa.

Eve kafasının her türlü mikrobunu hapseden ama ayağının kokusunu dışarıya sürgüne ve de eve eşit oranda paylaştıran zihniyet.

Dışarıda da kral o zihniyet, uzun farlarını gözüne doğru çekinmeden yakar, yontulmuş görüntüsü arkasında tam bir maçodur.

İstanbul'u bunlar doldurdu maalesef. Krosu, moderni hepsi aynı

Mikrobu kokuya tercih ederim

Blok Blok zevksiz apartmanların mikrop mikrop dağıldığı Dolapdere bence modern görünümlü Bağdat caddesinden daha Avrupalıdır.

neden mi? pek yakında

Sunday, July 04, 2010

Herkes galip beklerken eşitlik ne kadar zor

Artık boynumuzu eğelim ve de kabul edelim, dünya eşitliği sevmiyor.
İnsanlar eşitlik bozulsun diye 10 saat tenis oynuyorlar, eşitlik bozulsun diye penaltı atıyorlar.
İnsanoğlu galibiyet görmek istiyor, yenilenler yeniden galibiyete bileniyorlar.
Dünya böyle ilerliyor, 100 metre rekorları böyle kırılıyor.

Yaşadığımız müddetçe bir tek yer çekimiyle eşitiz.
Onla da eşitlik bozulursa ya ölürüz ya kamburlaşırız.
Ölüleri gömmek yerine yüksek bir yere metal tellere tuttursak ve assak.
Yerçekimine karşı onca yıllık savaşımı daha iyi ödüllendirmiş olmaz mıyız?

Toprağa ve dünyanın çekirdeğinin çekimine ölüleri terketmek
Daha baştan eşitsizliğe boyun eğmek değil mi?

Ama onların da huzuru önemli
Artık savaşmaktan kurtarmak lazım onları.

Çekirdekten fışkırmak sadece çekirdeğe dönmek içinse
Ne önemi var o zaman eşitliğin.

Enerjiler yarışmalı
Galip gelen yaşamı boyunca çekirdekle alay etmeli