Friday, May 23, 2008

Karar ve Korku

Korku bir karar verme aşamasında heyecan ve adrenalin yükselmesidir

Korku beklenmedik bir dış etkiye maruz kaldığımızda heyecan ve adrenalin yükselmesidir

Korku bir cesaret eksikliğidir

Cesaret ise sonucu önceden kestirebilmenin verdiği bir güven duygusudur

Veya cesaret, korkuya karşı ve korkuya rağmen korkarak da olsa atılan adımın altyapısıdır.

Korku cesaretin boş ve anlamsız bir cesaret olmasını önleyen bir heyecan fırtınasıdır

Korkudan beslenmeyen cesaret ise sadece bir iradedir

İrade kendini negatife karşı konumlamayan bir atılım gücüdür

Özgürlüğünü emin olduğu değerlerden ve konumlardan damıtır

İçine çektiği hava itici gücüdür


İçe çekilen duman ise iradenin kendisini yok etmeye başladığı

Negatife eğdiği boynudur


Keyif, karar eşiğinin irade ile en çok çelişen kararıdır

Kararın kararıdır

Karar içgüdülerden beslendiğinde

Gerçek özgürlüğe ulaştığını sananlar

Ve de tam tersine

Bu tarz beslenmelerde

Kendi esaretini kendi elleriyle yarattığını sananlar

Keyif verici unsurların sürekli mi olması gerektiği

Veya kararında mı bırakılması gerektiği üzerine tartışmalar yaşarlar


Cevap öncelikle doğanın

Ve sonrasında kişinin kendi doğasının ta kendisidir
Art arda içtiği

Beşinci sigarasından aynı keyfi alan bir kişi ile

Beşinci sigarasını sadece tekrar ve alışkanlık refleksiyle yakan diğer bir kişinin özgürlüğü

Özgürlüğe bu kişilerin verdiği anlamın da ta kendisidir

Birincisi için özgürlük hissettiği her anın aynı yoğunlukta ve keyif seviyesinde olmasına özen gösterir

Aksi takdirde beşinci sigarasını yakmazdı

Diğeri ise ihtiyaç duyduğundan yakar bu sigarayı

Damarında akan kana alıştırdığı bir karışımdır çünkü nikotin

En azından bunu beyni öyle kabul etmiştir

Kana ve damara buna inanmak kalmıştır.


Halbuki beyin kararını çok çabuk ve sindirmeden vermiştir

Alışkanlığından men edildiğinde

İhtiyacı olan şeyden yoksun olarak yaşamak

Ona bir boşluğa düşme korkusu aşılamıştır


Boşluğun üzerine yeni bir gerçek dokumak

Ona imkansız gelmiştir


Keyif budalasının iradesi ise

Keyif aldığı şeylerin

Gerçek ve üst düzey keyifler olmalarına ve de özellikle öyle kalmalarına

Çok fazla odaklanmıştır


Dolayısıyla

“Haftada bir keyif alayım o da gerçek ve yoğun bir keyif olsun”

Düşüncesiyle hareket eder.
Asıl keyif bağımlıları böyle tiplerdir

Çünkü aldıkları keyfin sadece vasat bir keyif değil

Kaliteli keyifler olmasını isterler


Bunun için üç beş gün keyifsizliğe razıdırlar

Birikmiş Volkanların

Lavlarının daha tazyikli ve de etkili olduklarını düşünürler


Keyfi alışkanlık haline getirip

Keyif derecesini azaltmayı göze alanlar ise

Bekleyip dururlar

Ne zaman keyfim yerine gelecek diye


Keyif artık çok uzaktır onlara

Alışkanlıklarla dolu bir rutin

Eski keyifleri yasaklar onlara


Heyecansızlık

Heyecan hesapçılığı kadar

Doğaçlama gücünü kaybetmiş iki zıkkımdır


Bir de her an istediklerini yapanlar, yapabilenler, yapmayı başaranlar var

Sanki isteğin kendisi kusursuz bir değnekmiş gibi

Cesaretini korkuya göre kurgulamayanlar

Kendiliğinden cesaret tepkilerine vasıl olanlar

Attıkları adımdan hiçbir kuşku duymayanlar

Vicdanla hesabı kapatmış

Veya zaten hiç açmamış olanlar
Dünya tarihinde cesarete verilmiş payeler

Eğer korkuya verilmiş olsalardı

Belki de bir korkaklar sürüsü

Karar alamayan durgunluklarında

Anlamsız barışlar yaşayacaklardı


Hayat denilen şeyin

Tazyikli olması

Veya böyle algılanması ise

A nın B den farkının

Fark denilen şeyin akışı ve enerjiyi yaratan şey olduğuna dair inanç


Her karar fark yaratır

Her korku fark eritir


Siyasette

Evlilikte

Orta yolculuk

Az farklılık

Bölünmez bütünlük


İçgüdüsel bölünmelerdeki

Üstünlük arayışının

Güvenlik açısından sağlama alınmasından başka bir şey değildir aslında.


Karar vermek ölümü göze almaktır

Doğanın akışına göre karar vermek ise

Var olana ayak uydurmaktır sadece
Verilmiş kararları uygulamaktır



Adını özgürlük koyduğumuz ayak uydurmak

Arada iki haz getirir

Üç keyif götürür


Kurulu dünyanın yer çekimine zıt yeni çekimler yaratmak ise

Güvenlikle olan ilişkiyi

Bir sigaraya indirgemeden

Bir kısa devre ile

Yeniden yaratabilme konumudur


Bu konumun oluşumu eğer rastlantısal ise

Şansa bağlı ise

Bırak gitsin


Hakikatlerle karşılaşma hiç o zaman

Bir sigara yak

Ve ölümü bekle

Hep alışageldiğin ölümü...

Monday, May 19, 2008

Eskimo

Ey Psikoloji, beni benden iyi tanıyan bilim, söyle bakalım nasıl sevdim I-pod'u, nasıl tavladı metalik kusursuzluğu beni, o yuvarlak menüsünde parmaklarımı kaydırırken çıkan klik klik sesler nasıl işledi en derin mülkiyet hislerime....?

Ey marka, nasıl psiko-logosuma hükmettin, nasıl azar azar sergileyip çok istettin, nasıl bir anda kanıma girip sürümden kazandın?

Ey sadelik nasıl kusursuzca albeni yarattın?, Ey "sade gösteriş" nasıl üç kuruşa lamba satıp laminant malikanelere kuruldun?

Ey Çinli nasıl binbir gece bir milyar kişiyle beraber çalışıp da, üretim hacminle psikolojinin bugününü kurtardın?

Ey kalite, alt-üst ilişkisini bize ne güzel kavrattın...

Emek ve düşünce ürünü olan şeyleri bize ne güzel pahalıya sattın

Ey dayanıklılık, orjinallik, estetik heybet, sade zevklilik, hayatı düşünen desinatör, çekim kurallarını sezgileyen grafik tasarımcı, psikolojiden çakan reklamcı...

Farklı olan bir, üstün olan iki, alıştığımız şeyler üç....

Üçünün kombinasyonunda ne güzel pazarlar yarattın

Alışıldık farklılar, farklı üstünlükler, alışılmış üstünlükler...

Mesele fark yaratmak idi

Başardın

Kompleksinden heyecan duyan,

Işığı yanıp sönen ısırılmış elmayı

Beyaz plastik üzerinde görünce Macintosh hayranı olan

Bir günahkar oldun ve oldurttun

İmgeler en derininde tutkundan yakaladılar seni

Sen de yakalattın tutkuları onalara deneyiminle

Bir evcimeni evine daha çok bağladın

Bir maceracı için hazır macera kalıpları yarattın

Eksik olma

Bir idealiste

1001 derste idealizmin formülünü kavrattın

Ve bunu yalnızca 1.99 YTL ye başardın

Geriye kalan 0.1 kuruştan verdiğin taviz

Ve de Özveri

Hepimizin gözlerini yaşarttı


Hepimizin artık çok güzel kavradığı, bildiği bu oyunda
Hala bilmemezlikten gelerek gönüllü bir şekilde tavlanıyorsak eğer
Bu oyunu seviyoruz aslında biz
Dow Jones endeksinden
Yeni bir simülasyon çıkarmak lazım öyleyse
Hacim büyüyecek nasıl olsa
Yaratılan fark
Soğukta ellerini ovuşturan bir Eskimonun yarattığı enerji gibi adeta
İki farklı el sürtünerek ısınırken
Bakmışsınız ateş bacayı sarmış...

Thursday, May 08, 2008

Bütün sonlandı onu sadece yeniden üretebiliriz

Uçarları, kaçarları hesapladıktan sonra hala sürprizler olduğuna inanmak çocukluktan farksızdı.
Şaşırtmayan şeyler ilkokul üniforması gibi temiz, dengeli, siyah ağırlıklı ciddiyet ve beyaz yakalı yuvarlama teknikleri. Özgürlüğün en korktuğu şey: Bir örneklik, ve her an başına gelen şey: kendi yalnızlığının özel bir yalnızlık olduğuna inanmak. Özgür bir yalnızlık...Örnek bir yalnızlık...Birörnek bir yalnızlık.

Kendi beden ve ruhunda yaratılan bu yalnızlık senfonisi aynı zamanda bir yüceltme ile sanat titreşimleri yaratıvermesin mi. Kendi özel titreşiminden, başkalarına karşılaştırmalı köprüler kurarak ekstra hacimler yaratmak sanatın ABC si olsa gerek.

Denge yüceltmeyi yadırgarken, yüceltme titreşimleri beslerken, nasıl dengeli bir beslenmeden bahsedebiliriz ki?

Bütünün parçaları delice dansederken ağırlık merkezini kaydırıvermişler

Üst kısımda, hafıf ve bütünden kopmak isteyen partikülleri

Alt kısımda yoğun dans ile kendilerine bağlamışlar

Dans edenler özgürdür diye düşünenler

Uçup gitmeye hazırlanan gelenekçilere

Böylece prangalar vurmuşlar

Şu dansınız bitsin de

Bir an önce huzurla uçalım göklere...

Sonlanan ve uçmaya hazırlanan bütüne

Aşşağıdan güçlü bir direniş varmış