Thursday, September 29, 2005

pro-zac

When the belief was erroded. I was pro-zac. Chemical supplement for the brain equilibrium. And what the equilibrium of the brain signifies? ....A healthy brain in perfect coordination with the heart and the senses. A brain which derives inspiration from spectacular heart beatings. And the heart seems to beat for something disconnected. Of what? This is the question. When the heart prooves to be belief in the cardio-logical universe, the logic gets late to play its cards, the heart takes the scene and the beatings invades the body, and if the beatings are too tired the reason gets involved and asks.

Of all these anatomical inter-actions, I free myself for once and for all. And ask: what is the formula not to do what should not be done? And this "should" binds itself to the "truth". The answer is : Go and sleep. That is why Pro-zac is away from the "idea" supported by the belief. It is the remedy of pure adaptation, adaptation not to think and dechiffer. Adaptation to the surface interest destroying itself before its phase of deepening. Obsession on a unique interest is evil for the so called today's "liberterian" discourse, but small particules of motivation is good as other motivation ticklers are waiting to be sold: Stimulus

Monday, September 12, 2005

Bir Balik Avi



Balik avini bir balik anlatiyor:

Sabah erken: Ploff diye bir ekmek parcasi dustu evimizin ortasina. Ben ve arkadaslarim acikmistik, bir an bile tereddut etmedik yemin uzerine atlamaya, doga gerci adaletsiz degildi bize yiyecek dagitmak konusunda ama yeni bir tanesinin heyecani da baska oluyor dogrusu. Hem bu yemegin de dogadan dogal bir sekilde gelmedigine dair hic bir kanit yoktu elimizde.

Once ben atladim yemin ustune, iki disimin arasinda yemegi hissettim, sonra dislerimin uzerinde yarisi parcalanarak patinaj cekti ekmek parcasi ve o benden ve ben ondan ayrildik. Bunun benden kaçan bir yemek olabilecegini acikcasi tahmin etmiyordum. Ben birkez daha harekete geçemeden parcalanan kismina diger baliklar, diger parçalanan kismina da diger diger baliklar atladilar. Parçalanan kisimlardan bir tanesi daha da parcalandi, digeri ise bir anda bir arkadasin midesine indi.

Artik parcalanamayacak kadar ufalmis son bir ekmek parcasina son gucumle bir hamle yaptim agzimin suyuyla ekmek birbirine karistilar, dilimin ucuyla da keskin bir igne parçasi. Bunun bir igne oldugunu daha once sudan cikmis balik arkadaslarimdan hatirliyordum sanki. Cok da emin degilim ama bir anda aklima geliverdi iste, basimdan kaynar havalar akti, sadece eselemek ve opusmek icin kullandigim dudagimdan tutulmustum, bol oksijenli yerlere dogru yol aliyordum.

Sonra ben de sudan cikmis bir balik ne demek anladim, arada bir sudan kafami cikarirdim ama butun vucudumun ciktigi ilk kez oluyor, ilginc bir deneyim nefes alamamak. Yuvarlak bir agac parcasinin icine dustum. Ve uc tane benden kat ve kat buyuk canli bana bakiyorlardi. Ben ise cirpiniyordum. Bir tanesi eliyle igne ve agzimi ustalikla birbirinden ayirdi ben ise aynen bir balik nasil kayarsa onun elinden kayarak bir manevra ile yeniden denize dondum, zaten ve saniyorum ki donmesem size bu olanlari anlatamazdim.

Uzun sure agzimi bicak acmadi, yarali dudagima kocaman Baliklar saldirmaya kalktilar. Kani goren herkes delirmis gibi uzerime atlamak istiyordu. Deniz suyunda iyilesmiyordu bir turlu yaram. Ben de bu yuzden gunese tutuyordum dudaklarimi zaman zaman. Ve bir gun yine ayni yuvarlak agac parcasindan gordum denizin ustunde bana bakiyorlardi ve bir yandan bir arkadasimi yukari cekiyorlardi.

Gel bakalim buraya diye sevinçle bagiriyorlardi. Bu sevince ortak olmak isterdim. Bunlardan bir tanesi raki sisesinde balik olmak isterdim demis. Ben ise artik yer cekiminin tersine hareket eden oltalar tasarlayip havadan denize cekmek istiyorum bu isin istikametini. Insan tutmak istiyorum. Yöre baliklari insancilikla gecinir diye tum arkadaslarim konussun istiyorum. Abartmak istiyorum, insanlari balikca konusturmak ve entegre etmek istiyorum yosun masamiza. Bu isi buyuk patronlarimiz olan kopekbaliklarinin tekelinden almak istiyorum ama adalet yok ki su dogada, oltaya hep biz geliyoruz hep
...