Friday, August 29, 2008

Current of things State of Things

İnancım odur ki sineğin önüne şeker koyarsan ona gider

Tecrübem odur ki sevgi bittiğinde insanlar birbirini iterler

Tarih göstermiştir ki fazla zorlarsan savaş çıkar

Enerji haritaları öyle saptamışlardır ki Etkili tepkiler yine etkili Tepkiler doğurmuştur.

Rutubet öyle hesaplamıştır ki İlk rüzgarda dağılmadan, varlığıyla dibe çökmek en kalıcı çözümdür

Rüzgar öyle hesaplamıştır ki arasına girdiği ilk bulut

Sadece farklı yerlere dağıldığı için bulut değildir artık


Bu doğa kuralları öyle sapıtmıştır ki

Denge bile bir status quo dur.

Yaşamın öncülleri ve ardılları bellidir

Pesimizm bunlardan yeşerir


Bunlar

Dallanıp budaklanmadan realizm haline dönüşür

Sonrası optimist taklidi yapan bir realizm


Gidişhat Devleti belirler

Devlet gidişhatı


Devletin durumu gidişhattır

En onurlu Genel Kurmay başkanı bunu bilir

Başka bazıları itiraz eder gibi yapıp yine bilir

Sağlam kafa sağlam vücuda yerleşir


İstisna kaidenin emir kulu gibidir

Onun hikayesi psikyatri kitaplarına girmez


Standart sapmalar

Psikyatrinin hasta tanımını belirler

Öyle ki

Bu standart doğanın sapması da standart olur

Başka türlü hastalık olmaz


İstisnanın en gözterişlisi

En fazla piyasalara girer

Metafizik reyonunda satışları katlar

Uygulama alanında ise bir zavallıdır.

Aksi halinde piyasa çöker


Bir de en istisnai durumların

Piyasada en fazla ilgi uyandıran şeyler olduğunu düşünün

Dahiyane bir kitabın

Kimsenin daha önce aklına gelmemiş fikirlerin

Kitaplara dökülüp

Milyonlarca sattığını

Ve dahiyane fikir sahiplerinin

Merkez konforuna alışıp

Dahiyane fikir avına çıktıklarını


Rahat batar ama bu kadarı da fazla

Fazla olandan bir istisna eşantiyonu

Kimseye dokunmaz


Satış değeri

İlgi Oranına sabittir

Doğa bunu söyledi

İstisna ya satar

Ya da genele katılır

İstisnaları ya da

Genelleşmiş

İstisna tarihlerini satın alır.

Thursday, August 28, 2008

Antalya

Birçok denizden en tuzlusu bu. Geniz yakıyor deniz. Limon ağaçları ise bu denize komşu karalarda. Kesip sıkmıyor limonları kimse denizin üzerine...

Tuzlu, sulu, lifli, maske ve şnorkelli bir yaz

Buğulanan maske camları

Bikinilere mi gitsem , Kayalara deniz yıldızlarına mı gitsem?

Bikiniler nasılsa karaya yakın duruyorlar

Çıkarken denizden

Nasılsa göreceğim onları

Biraz tuzlanmışsa maskem

İki pamak iki silecek

Kaya altlarında sürekli hareketlilik var

Bir gün bir yosun ertesi gün başka bir kestane yapışıyor buralara

Omuz bölgesi doğal bir güneş banyosunda

İki tuz yapışır sırtıma

Güneş ışınlarını kat be kat büyütür omzumda

Daldığımda geçirgen sular

Arka cepheden pansıman yaparlar

Sulu kısımları serinletir

Geçirgen kısımları güneşi hatırlatır

Bana değil

Beynime değil

Savunmasız etlere

Acı beyne döner

Krem acıyı emer

Beyin kremlenir

Rüzgarlı bir acıyı farklı emen sıvışkan bir ferahlatıcı

Geceyi rahat geçirtir


Oysa

Birkaç dakika da olsa güneşe dön yüzünü

O sağlıklı yüzünü

Kremli ve güneşe doğru

O metaforların en yücesi

Aydınalanma çağından beri


Sen ise onun aydınlattıklarında ısrar ediyorsun