Monday, October 17, 2005

Dinamik, Kabina Sigmayan, Rekabetçi ve En iyi olma Yolunda

Herkesin uzerinde birlestigi nokta kabina sigmayan bir ulke oldugumuz ve en iyisi olma yolunda diger ulkeleri tehdit ettigimiz.

Ustelik dinamigiz, maraton kosuyoruz.

Olimpik ruhu da global kapitalizmin, gelismenin emrine verdikten sonra en son olarak Basbakan gorevinin Turkiye yi iyi pazarlamak oldugunu soylemis. Pazarlanan ulkeye yatirim, yatirim yapilan ulkeye istihdam, istihdam giren ulkeye rekabet, rekabet giren ulkeye hirsli azimli bireyler girecek. Bu caliskan bireyler arttikca tuketim gucu de artacak. Butun bu teraneye ekonomik buyume adini veriyoruz. Buyumus ekonomide de tabii ki refah icinde yuzen bireyler, en iyi olma yolunda didinen bireyler, rakiplerinin açigini kollayan bireyler olacak.

Evet "En Iyi" olmak. Amaç bu. Hatta kimsenin gozunun yasina bakmadan en iyi olmak. Iyilik konusunda kendi altina alamadigini kiskanan bireyler, disiplinini ancak kendi narsisizmi ile birlestiren bireyler ve bunun sonunda kazanan bireyler, aydinlik yarinlar... Sanaayi bireyleri, Otosanaayi bireyleri, ne is olsa yapariz bireyleri. Otomotiv fuarlari, patlatilan sampanyalar, dusuk zekali bol kahkahali is adami esprileri, azot fuarlari, mazot yaglari...

Dinamizmi bu ulkenin gururu, ...ciceksiz balkonlari, zevksiz muteahit apartmanlari ve bunlarin icinde ogullarinin muteahitligiyle övunen emekli muteahitler. Emeklerinin parasini alan herkes dinamizmlerini hediye etmisler bu övunce. Vizyonlular ve vizyonsuzlar var bir de: Üc bes tane isi zeka ile birlestirip sonuc alana vizyonlular,

memur zihniyetli ve isindeyken evini ozleyenlere vizyonsuzlar diyor neo liberaller.

Cunku asil amac herkesin evindeyken isini ozlemesi. Ve de

Edebiyatta en iyi, en taninmis, en fazla okunanlar; is adamlari arasinda en iyi, en taninmis, en fazla satanlar. Ellerini kirletme zorunlulugu duymayacak kadar en iyi, en harika, en prestijli CEO lar. En iyi roman, en iyi aktor, en iyi takim, en iyi stadyum, en sansasyonel film, en tuyler urpetici hikaye, en fazla kahkaha attirtan espri en spektakuler gol...

Ve de alternatifler: En mutevazi gol pasi, En yasli kurt, en cok aglayan alkolik,

en hizli en-gelli.

Bu "en"leri sayarken ben de hizimi alamyorum, en-gelleri bir bir atlayarak hedefe dogru kosuyorum. Sanki ben deki ben "parasüt" oldu sisiyor bu "en"lerle.

Bir filmin sonuna yerlestirilmis bir muzik... Epik ve tuyler urpertici, o kadar ki filmin diger ögelerinin uzerine cikmis bagiriyor. En iyi müzik benim, en iyi film de benim müzigimin caldigi bu film. "Ben bu müzik icin film oldum" diyor zaten filmin sonu. Film de diyor ki "Ben bu film icin bu müzigi tasarladim zaten". En iyi film olsun diye, en iyi aktörü, aktrisi ve en iyi film müzigini, bol kostümlü ve bol parfümlü bir gecede bol isiltili gözlerle kapsin diye.

O müzik ki, sesiyle, tonuyla, dolbysiyle, surroundiyla semsiye olsun sese, isiga, rol kesene, kestirene.

O müzik ki tinisiyla, edasiyla hos sedasiyla kalpleri, ertesi gun is dusunenleri bir an olsun en ince yerinden tavlasin, goklere cikarsin ve bir kez daha ispatlatsin herkese. Bu dogru muzik, bu dogru sistem bu en guzel, en iyi film.