Alışkanlık
Kasımda yüzmüş olmak zaten yeni bişeydi.
Ya Fransaya vize alarak gitmek, her türlü gelişmiş devlet kaprisine pasaportunu açarak savunmaya uçmak. İlginç bir savunma... Badiou, Menard, Poulain, Alunni dörtlüsü ve karşılarında ben.
En son dibe daldığımda sanırım savunmuştum son kaldırdığım kayayı bir ahtapot bulurum ümidiyle. Püskürtmeli mürekkeple basmış olduğum son savunma. FNAC dan alelacele satın alınmıs bir printer. Ögrencilere anlattıgım küresellik, blok blok önümü kesen Paris karamsarlığı, dünyayı evire çevire en kara bulutun altına taşıyan metal teraslar.
Kurtuluş'dan satın aldığım en son mezeler, İçinden suyunu boşalttığım akvaryumu yukarı katlara taşırken akıttığım terler, birbirini tanımayan devletleri İngiliz soğukkanlılığında buluşturan evlilik.
Hepsinden peydahlanmış bir tez. Kırk derece Kıbrıs sıcağında klima altında yazılmış sayfalar. Sayfalara sığmayan ben, Selanik, Alexandropolis, Larnaka...Serin yerlerde dibin daha zengin olması.
Sıcak yerlere yapışan sinekler, bir türlü uyutamadığım gerginlik, yüzbinlerce insanla beraber yapılan protesto yürüyüşü.
İçilen son kahve ve Ecole Normale de savunma
Ankara da x ray cihazına bırakılan ayakkabılar
YÖK den alınacak denklik belgesi
Uyumadan önce son kez saate bakıyorum
Bitmiş artık bu tez
2007 denilen en hareketli yıl da bitecek galiba
Ledra Palas tan Güney Kıbrısa geçiyorum
Maria uyuyor,
Ben de ona sarılıp ahtapot gibi rüyalara dalayım bari