Friday, February 03, 2006

Hakikat ile alip-verecegi olanlar

Hakikatin içini kendi öfkesiyle dolduranlar

Truth can consist only, in the final analysis (if there can be such a thing as a final analysis : but the function of truth is to punctuate and to present an end), in the truth of sense. However, the truth as such, considered for itself, is essentially insufficient, it is inconsistant and inconsequential, for as much as it separates and allows to escape being as being from being as such, or being-toward from being-such.

Jean Luc Nancy, The Sense of the World, p 14

Böylesine bir saptamaya ne denilebilir ki. Tüm sinirleri ve sinir uçlari kafasinin içine, düsünce ve önyargilarina hapsolmus. Ayaklari, bacaklari bu yüzden ve hissiyatsizliktan karincalanmaya baslamis bir vicdan azabinin haykirisi gibi bu sözler. Son kerte yoktur, hakikat yetersizdir, "oldugu gibi kalmak" ile "bir yere yönelmenin" arasini açar. Hakikatin ontolojisini hakiki olarak yapanlarin amaçlarinin insani hareketsizlige sürükledigini varsaymak kadar snob bir « üstten bakma » nasil gerceklesebilir ?. Amacini tüm anlamlara ve duyulara “alt-üst” kategorileri haricinde bakmak olarak belirleyip, bu denli küçümseyen ve de konseptlerin içini izafi bir sekilde doldurarak kendi kompleksleinden felsefi önseziler yakaladigini sanan bir zavalliliga (Burada bir parantez açalim. Aynen kendileri gibi. En ufak kimliksel bir tanimlamaya "totaliter"damgasi vuran kendilerine bir aciklama yapalim. Burada zavallilik olarak kastettigimiz seyin içini çaresizlik olarak doldurmuyoruz. Sadece bu kadar rafine ve ince, "öz düsünce" oldugunu sanar iken nasil bu kadar hayvani bir alt-üst dürtüsüne yenik düstüklerinden bahsediyoruz) ne demeli? Komplekslerinle barismak yolunu seçmek yerine bu yalnis yolu (hakiki olmayan yolu) seçmek ancak fasizan bir üste cikma dürtüsüyle aciklanabilir. Hakikatin anlamini böyle açiklayan birisi ancak kendi kategorisini (duyu) daha üste koyma dürtüsüyle hareket ediyor olabilir. Halbuki aslen hakikatte üst ve alt yoktur, kapatma yoktur, sadece ve sadece sonsuzlugun hissiyati ve duyusu vardir.

Sinan