Sunday, January 29, 2012

Dialogical Consumerism

Yiyip, hazmedip, yok ettiğin her şey artık anlamsızdır. Breh
Bayramlık gibi yanında sakladığın dokunmadığın, harcamadığın her şey anlamlıdır. Eyvah

Ama eninde sonunda tüketim kaçınılmazdır. Buradan buyrun
Yapamadığın şeyleri cesurca yapmaya başladığında
Ve de sadece bir kez daha yaptığında
Cesaret eski cesaret değildir artık
Ne de korku o eski korkudur. Doğru doğru rekabet çok önemlidir.

Korktuğun şeyler kalmadığında ise
En korkunç senaryo başlamıştır artık senin için. Bak burası doğru

İlginç olarak gördüğün şey
Tam olarak çözemediğin.
Veya ben nasıl bunu böyle düşünememişim dediğin şeydir. Ça va
Onu çözdüğün ve tükettiğinde
O da klasiklerin rafında yerini bulur. Gazetelerde böyle yazar

Çözemediğin günleri özlersin
Korktuğun günleri özlersin
Cesaretin anlamını özlersin. Yarı felsefi yarı duygusal.

Özlemeyi özlersin. Burası Mirkelam

Bir de öneriler kısmına bakalım:

"Bu yüzden ki hayat anlamını zinhar ve katiyen tüketimle kazanmaz.
Düşünmeyi, keşfetmeyi, sevmeyi, anlamayı, yeni anlamlar çıkarmayı bilen
veya öğrenenler.
Gün gelecek arzu ve mutluluk mekanizmalarını da yeniden gözden geçirip tamir edeceklerdir.
Tüketimin ekşi mutsuzluğundan, üretimin tatlı saadetine terfi edeceklerdir.
Ve bunu sadece güvenlik kaygısıyla ve yaşlandıkları için değil.
Gerçekten ve gerçekten anlamını keşfettikleri için yapmaları
En güzeli değil mi?"

Bunların modası geçmedi mi?
Şövalyelik devirleri bitmedi mi?

0 Comments:

Post a Comment

<< Home