Thursday, January 19, 2012

Ölümün Yaşayan Hücreleri

Düşünsenize yıllar geçti, devran döndü.

2080 yılındayız.

Devlet bu sefer “Sözde Hrant Cinayetinden” bahsediyor.

Özür dilemeyen devletler sıralamasında bir numaraya yerleşiyor.

Efendim Hrant Dink öldürülmedi, eceliyle öldü filan deniliyor

Meclis tarihçileri bir araya topluyor.

Sözde Hrant yasası çıkarıyor.

Tarihçilerin bir tanesi "zaten Hrant hiç yaşamadı ki" deyiveriyor.

Onu gören kimse yok.

İspatlanamıyor.

Fransa, Hrant öldürülmedi diyenlere hapis cezası kesiyor.

"Hrant yaşamadı ki öldürülsün" diyen bir Türk felsefeci tutuklanıyor.

Mahkemede ifadesini değiştiriyor

"Hrant ölmedi ki yaşasın" deyiveriyor.

Yaşasın ölmeyen Hrantlar sloganları atılıyor.

Bir güvercin Sorbonne meydanına konuveriyor.

Delil olarak mahkemeye getiriliyor.

Evet ölmedim.


Tek söylediği bu.


Mısır çarşısında beni beslediler.

Osmanbey’de iki kez ezilme tehlikesi geçirdim.

Kuş gribinden linç girişimleri.

Tüylerimi hafif kaybettim.

Kanatlarımın altı mikroplandı

Öldürdüler ama ölmedim

Çünkü ölümümden bir şeylere hayat verdim.

Daha öncesinde nefes almayan bazı şeylere

Kanat altı mikroplarına

Zararlı bakterilere

Bir nefes

Kuburlarda havasızlıkla beslenen sineklere bile tazyikli gagamla saldırmadım

Onları bile

Bir kelebeğin günlüğünden bazı sayfalarla besledim


Sadece bu yüzden bile

Eğer sanık yaşamadığımı söylediyse doğrudur

Eğer sadece yaşamadığım için öldüysem

Çıkarımı fazlaca kollamamışım.

Korkularımı ciddiye almamışım

Masumiyetimi

Korkularımla birlikte korumalara teslim etmemişim.


Eğer sanık ölmediğimi söylüyorsa

Onun en yalancı anına denk gelmişsiniz

Biraz bekleyin

Söyleyecek

Üç Yüz Bir kere söyleyecek

Ve Üç Yüz Birincisinde

Kendisi de ölecek korkusundan

Ve ölümü

Hiç yaşamadığı kadar

Heybetli olacak.


Kanatlar gergin

Tüyler diken diken

Sinan Evcan 2007

0 Comments:

Post a Comment

<< Home