Istanbul'un Kirpisi
Gazetelere dar geldik,….
İki kelimeyi adabıyla söyleseydik halbuki,
Her sey yoluna girecekti.
Pazar kahvaltılarında boy gösterip,
Metalik kol düğmelerini damarlı ellerimize
Paralel bir şekilde ilikleyecektik.
Parlayamadık.
Parlamanın bir alt bir de üst eşiği vardır…
Anlayamadık
Çok parlayan okside olur,
Az parlayan ise güneşi arayan bir kirpi.
Dikenlerinde B vitamini, uçları sivri.
Siyah dikenlerin altında gizlenen kararsız bir kafa.
Her karar eşiğinde
Bir başka çocukça ilgiye
İlgisi kayan
Bir iki toplumsal bilgiye
Midesi bulanan
Yari yola geldiğinde ise
Bir iki çimen eşeleyip
Yerin dibine girmeye kalkan
Sen değil miydin ey kirpi
Nedir simdi bu B vitamini.
Aslında çok basit.
B vitamini gergin sinirleri gevşeten,
Dünyanın gerginlik noktalarını birbirinden uzaklaştıran
Doğal bir cevher.
Gerilmek veya tansiyon.
Vücudun sıkça verdiği tepkimeler.
Peki neden veriyor vücut bu tepkimeleri?
Tabii ki sorulması gerek.
Sabah yürürken önünde anlamsızca kaldırım trafiğini yavaşlatan
Bir yaslı,
Telefonuyla meşgul
Bir genç.
Bir araç,
Kırmızıda klakson çalan,
Yeşilde gazi unutan.
Her daim
Arkadan gelenin gerildiği
Öndekinin tıkadığı bir yol
Tıkanmışlıkların
Kor gözün parmağına bastıkları klakson
Tüketildiği zaman
Rahatlatması beklenen kırmızı ışık
Farkına varıldığı zaman
Asla beklendiği kadar sevindirmeyen yeşil ışık.
Ve tüketildiği zaman yeniden beklenen yeşil ışık.
Bütün bu ışık oyunlarında en haksızlığa uğrayan belki de sari ışık.
Bazıları turuncu görüyor
Kırmızıdan gecenler
Bazıları göremiyor
Yeşili kaçıranlar
Aslında kendine en haksizlik yapılan sarı ışık.
Çünkü sarı ışık uyarı ışığı.
Gel gör ki geçmiş ve gelecekle bağını koparmamış tek ışık o.
Geçmişi diri tutan ve geleceğin yolunu açan
Tabii konumuz İstanbul ise.
Bittiği anda bu sarı ışık
Yine huzursuzluk
Yine homurdanma
Gelecek kırmızı ve gelecek yeşilin tansiyonunda
Birinde durma
Birinde kalkma
Belgrat ormanlarında ise kirpi
Halen çimen ve toprakların birleştiği yerde
Kazılar yapıyor
İki piknikçinin mangalındaki et kokularına
İstemeden diken misafiri oluyor.
Etin üzerine çayını demleyen Pazar piknikçisinin duyguları
Hem çok karışık
Hem de çok net
Karışık çünkü kömürü korlamak karışık bir is
Karışık çünkü maca yetişmek için
Akşamüstü bir boğaz trafiği onu bekliyor
Osmanbey’de ise klaksonlar, küfürler
Bini bir para
Biri bin para
Bu da ertesi günün karışıklığı.
Çok da net aslında duyguya benzer güdüleri
Eti yemek
Kemiğini kemirmek
Tuzuyla, biberiyle, yağıyla
Ha iki ağaç arasında bir mangallık mola vermişsin
Ha iki araç arasında bir klaksonluk
Sari ışığın suresini uzatamadıkça
Her araç bir engel
Her ağaç bir mangal
Her et yenilir
Osmanbey’de ise klaksonlar, küfürler
Bini bir para
Biri bin para
Bu ertesi günün karışıklığı
Parlayan bir güneş, vitaminini güneşten alan bir diken
Bunların arasında okside olmuş bir iki motor, bir iki gıcırtı
Bir iki klakson, bir iki mangal kömürü
Bir iki et, bir iki diken
Eti kurtarmak için batırılan
Bir iki klakson
Gerginliği yumuşatan
Bir iki B vitamini
Ve ağaçların bolluğunda
Kömür ateşinde
Ve de İstanbul da
Yolunu bulan
Bir iki Kirpi
0 Comments:
Post a Comment
<< Home