Saturday, December 09, 2006

Koca Cinar ve Kopekbaligi

Yaşanan Hayatlar

Hava puslu, kimya bozuk.

Romantiklik, bir CHP hastalığı: statüko...

Realizm, bir dünya hastalığı

Pazarlar, sutyenler, Çin oyuncakları, altgecitler, üst geçitler. Ankara: Bir dünya kenti.

Internet, pazar, CD, Hürriyet, Cinnah, divx, araba, alt geçit, pimapen, yavaş insanlar, saygısız insanlar.

Bir anlam ifade etmeyen Beyoğlu, Taksim, Nişantaşı.

Kitaplar da anlamsız.

Torun mu dedin? Ben de torun sevecek göz var mi? Anlamsız

Sigara eh iste, kimya için faydalı.

Kadınlar, uzak mi bu dünya?

Çin oyuncakları, CHP, statüko

Köpekbalığı ve okyanusların tuzunu emmiş karaciğeri.

Kanlı karaciğer.

Immunite, karaciğer, köpekbalığı, eczane

Güler yüzlü eczacı kadın,

Paris kahveleri anlamsız.

Doğan güneş, puslu hava, soğuk-sıcak... “Bunlar hayatin detayları, üzerine konuşulması anlamsız” demişti rahmetli bir büyüğümüz.

Tipi, fırtına, süpürge, başlayan yeni bir gün, sinema, kitap, aksam üstleri börek ve çay, gelinlerle psikolojik gerginlikler ve sonrasında psikolojik sevgi afirmasyonlari.

İstanbul’da deprem beklentisi, dünyada değişim beklentisi.

Hani zor dönemler insanlara insan olduklarını hatırlatır ya.

Umut, Ağar, Doğru Yol, Fatih hoca. Umut’la beyin cimnastigi.

Haluk milletvekili seçilecek en sonunda, kilolarından kurtulacak.

Beyoglunda ise değişen bir sey yok: Sarhoş sofraları, Dekadans.
Statüko, CHP

Nuri Bilge Ceylan.....İnsanlar birer hayvan
Rodrigez.....Hayvanlar gibi iletişimsiziz
Ama Hakikat?
Ne hakikati: CHP, Romantizm, Statüko

Doğan Güneş,
Doğan Güreş, statüko, asker, DYP, CHP, Tayyip

Ama içim sikiliyor, eğlenmek istiyorum.

Araba, semsiye, su, chaise-long, Konyaalti, halk, gerçek, orta karar nemli bir hava.

Güneş, dalga, sabah yürüyüşü, aksam çayı, gece alışverişi.

Namaz, ezan, cami, sabah, öğle, ikindi, aksam, yatsı.

İstisnalar kimya bozar.

Bu yastan sonra bilim yapacak halim yok

Sanat eseri de yaratamam, yaratılmışlarına bakarım.

Siyasete, insanlara bulaşmam bile.

Aşk ise uzakta.

Cinnah’a vururum arabamı, kiloları veririm,

Söyle uzaktan ve tepeden dünyanın haline bir bakarım.

Vay haline bu dünyanın.

Ama mutluyum yine de bu minimalist dünyamdan: Kleine uber mayne

Aaa pardon bu CHP nin sloganıydı. Statüko


Köpekbalığı tanımaz halbuki bu dünyanın habis yanlarını

Ciğerinin yağı bilmez yanlış bölünen hücrelerin hikayesini.

Bir milletvekili adayı vardı, neden bu kadar yemek yiyor acaba?

Bir sıkıntısı olmalı.

Yağlar, beşameller; canimi sıktılar artık,

Ben evcilleştirilmiş, kastre edilmiş bir süs hayvani gibi hissediyorum kendimi sigara olmayınca.

Delikanlılık cağlarımın “uzuvlu” hallerini belki sigarada buluyorum.

Zorlanacak bir ciğer, öksürük, Köpekbalığı, statüko

Sigara, duman, özgürlük, bilinç, rüzgar.

Kahve, çay ve deprem beklentisi.

Nuri Bilge, Haneke, Yüzlesilen geçmiş.


Petit Beurre, pimapen.

KADER’in patetik kadınları, CHP statüko.

Gülümseyen eczacı kadın.

Pazarlık ve Çin oyuncakları.


Evlilik ve ilişkilerde deprem beklentisi

Bir daha, bir daha görmek isteyiş.

Her ilişki yanlış,

Her insan habis

Herkes birbirinin basının belası.

“Beni hacı yapacakmış Çin oyuncağı, porseleni satan Maltepe tüccarı”

Milletvekili adayımız daha fazla şişmanlamaktan korktu

Deprem yaklaştı

İstanbul denize battı.

Köpekbalıkları canini yaktı

Kanlar, irinler derken deprem dalga oldu

Kanlıca yalılarını vurdu

Dolarlar suyunu çekti

Köpekbalığı ayakta kaldı, bir de denizin dibinden kök salmış koca bir Çınar.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home